top of page

Labirent
(Verse 1)
Saatler gecenin üçü, şehrin ışıkları sönük
Gözlerim yolda, aklım sende, bu nasıl bir kördüğüm?
Telefonun sessiz, ne arama ne bir mesaj
Sanki aramızda bir okyanus, bu nasıl bir telaş?
Her köşede anılar, her kaldırımda izlerin
Sanki dün gibi, o ilk dokunuşun, ilk sözlerin
Kalbimde bir yangın, alev alev yanan
Sönmüyor bu ateş, ne yapsam, ne etsem, ey yalan…
Aşk dedin, güldün, bir masal anlattın
Şimdi bu bitmeyen hüzün, bu sonsuz kasvetin
Bir fırtına koptu, limanımız paramparça
Sen gittin, ben kaldım, bu nasıl bir hile, bu nasıl bir parça?
(Nakarat)
Aşk bir labirent, her çıkmazı sen
Her adımda bir hüsran, ne yapsam, ne etsem
Yine de dönüp dolaşıp, sana geliyorum
Bu enkazın ortasında, seni seviyorum
Aşk bir labirent, çıkışı yok gibi
Gözlerim kapalı, kalbimde bir nehir,
Her damlası sen, her fırtınası sen
Bu şarkı sana, bu sözler sana, ey sen…
(Verse 2)
Hatırlıyor musun, yağmurun altında o ilk öpücük?
Dünya durmuştu sanki, ne bir ses ne bir küçük
Bir anlık huzur, bir anlık mutluluk
Şimdi o anılarla yaşamak ne büyük bir zorunluluk
Ruhumda bir boşluk, sanki hiç dolmayacak
Gözlerimden akan yaşlar, hiç dinmeyecek, akacak
Dünler gri, yarınlar bilinmez, bu nasıl bir çıkmaz?
Her şarkı seni anlatıyor, bu kalp seni unutmaz
Hayaller kurardık, yarına dair,
Şimdi o hayaller birer kâbus, birer zehir
Ne kadar koştum, ne kadar çabaladım
Bu bitmeyen ayrılığın içinde tek başıma kaldım
Seninle bir bütün, sensiz bir hiçim
Bu aşkın enkazında, kaybolmuşum, biçareyim
(Nakarat)
Aşk bir labirent, her çıkmazı sen
Her adımda bir hüsran, ne yapsam, ne etsem
Yine de dönüp dolaşıp, sana geliyorum
Bu enkazın ortasında, seni seviyorum
Aşk bir labirent, çıkışı yok gibi
Gözlerim kapalı, kalbimde bir nehir,
Her damlası sen, her fırtınası sen
Bu şarkı sana, bu sözler sana, ey sen…
bottom of page